Anime Adı: Hunter x Hunter
Merhaba!!! Bugün üzerinde yazmak için tüm
cesaretimi kuşanmaya çalıştığım bir animeden bahsedeceğim. Neden bu kadar
çekinerek yazdığımı zaten ilerleyen kısımlarda anlarsınız diye tahmin ediyorum
;)
Konusundan bahsetmek biraz sıkıntılı, 148
bölümlük bir anime olduğundan olay örgüsünden karakter yelpazesine kadar çok
fazla çeşitlilik var ve size spoiler vermek istemediğim için sadece giriş
bölümünden bahsedebileceğim maalesef :( - düşünün 7 ana başlığa yani arc'a ayırabiliriz ki bir tanesi epey uzun-
Esas karakterimiz Gon Freecss'in babası bir Avcı olmak için oğlunu terk ediyor. Gon'da babasını bulmak ve babasının gidiş sebeplerini daha iyi kavrayabilmek için Avcı Sınavı'na giriyor ve yolculuğu başlıyor.
Yazılabilecek en genel ve spoilersız tanıtım
maalesef bu kadar sığ. Animenin içeriğinin binde birini bile anlatmayan bir tanıtım yazısı olsa da, işte size spoiler vermemek için bunu yapmak zorundaydım :(
Ama gelin biraz risk alıp derinleştirmeye çalışalım!
Gon çıktığı bu çetin yolculukta yaşının kat be kat üstünde zorluklar çekse de, çok iyi dostlarda kazanıyor. En az esas karakter kadar
seveceğiniz Killua - hatta daha fazla- , Leorio, Kurapika....sağlam dostlarından
sadece birkaçı. Girdikleri mücadelelerde birbirlerini kollamaları ve
beraberce güçlerine güç katmalarıyla, yaptıkları fedakarlıklarla arkadaşlık
kavramını harika işleyen bir anime olduğu konusunda kuşkunuz olmasın.
Birbirleri için öyle şeyler yapıyorlar ki gözyaşlarınıza güçlükle hakim
olabileceğinize eminim.
Hele Killua ve Gon... sanırım gördüğüm en
iyi ikili bile diyebilirim. Aslında hem çok zıt hem de çok benzer iki karakterler
benim gözümde. Killua bir suikastçı olarak bambaşka bir dünya da çok çetin bir
şekilde yetiştirildiğinden karakteri de böyle bir hayatın meyvesine uygun. Daha
temkinli ve daha analitik bir bakış açısına sahipken, Gon çoğu zaman olaylara
daha dosdoğru yaklaşıyor. Bu zıtlıklarından çıkan uyum ve birbirlerine sürekli
katarak ilerleyen dostlukları, birbirlerinin gözlerinden ne kadar değerli
olduklarını görmek... cidden bu anime de bu ikili beni bitirdi. <3
Aksiyon, dövüş ve strateji sahnelerine
gelecek olursak... yalan yok ilk birkaç bölüm hafif basit bir hava sezmiştim.
Ama ilerleyen bölümlerde anime öyle bir ağzımın payını verdi ki başlarda böyle
düşündüğüm için hala utanç duyarım. Şüphesiz bu kategori de bu kadar başarılı
olmasının sebeplerinden biri savaşılan düşmanlarında birer harika olması ve
izleyicilere de iyi tanıtılarak güzelce benimsettirilmesi. Anime de onlarca
karakter yer alsa da hepsi o kadar sağlam hikayelerle geliyorlar ki istemsizce
dostu da düşmanı da inanılmaz benimsiyorsunuz.
Haliyle hakimi olduğunuz karakterlerin dövüşlerini izlemek, akıl oyunlarına ortak olmakta bambaşka bir zevk veriyor. Hisoka, Örümcek Takımı, Kral Meruem... hepsi çok iyi ve saygıdeğer düşmanlar benim gözümde. Ve her dövüşü keyifle izlesem de son bölümlere doğru olanlarının ağzımı açık bıraktığını ve sürekli tekrar tekrar izlediğimi de belirtmek isterim.
Sürekli üstüne katarak ilerleyen, sürekli
artan beklentilerinizi en iyi şekilde karşılayan bir animeydi. Hafızamdan silip
silip tekrar izlemek istediğim animeler arasında kesinlikle. Daha o kadar fazla
şeyden bahsetmek istiyorum ki; Nen, Gök Kubbe Arenası, Tamah Adası ve tabii ki
Kimera Karıncalar.... ama sanırım artık çenemi kapamam gerek çünkü spoiler
vererek mahvedilemeyecek kadar harika bir anime.
Ama fantastik yanlarına da ufak
bir dokundurmazsam içimde kalır. İnsanların auralarını kullanabildiği fantastik
yön harika işlenmişti. O kadar mantıklı, detaylı ve aşamalı bir şekilde aktarılıyor
ki insan acaba bende yapabilir miyim demeden edemiyor :D
Haliyle herkese gözüm kapalı tavsiye ettiğim
bir anime. Mutlaka listenizin en başına tutuşturun derim. Pek çok duyguyu size aynı anda yaşatan ve gerek görsellik gerek aksiyon kısaca her şeye doyuran bir yapısı vardı. İzleyenleriniz varsa
da hakkında tartışmayı çok sevdiğim bir animedir beklerim :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder