10 Mayıs 2015 Pazar

OKUMA ETKİNLİĞİ: ÖLÜMCÜL MERHAMET - Robin LaFevers

 
Kitap Adı: Ölümcül Merhamet
Yazar: Robin LaFevers
Yayınevi: DEX
Sayfa Sayısı: 488
Etiket Fiyatı: 25TL

Merhaba arkadaşlar!! Bugün sizlere Melis Kitaplar Diyarında, İki Kapak Arası, Romantik Optik ve Kitapların Senfonisi ile birlikte düzenlediğimiz okuma etkinliği kapsamında Ölümcül Merhamet'i yorumlayacağım. Öncelikle kitabın tarihi bir fantastik olduğunu söyleyeyim ve konusuna geçeyim.

Ana karakterimiz Ismae babasının zoruyla bir adamla evlenir, ardından bu kabustan bir keşişin onu kaçırmasıyla kurtulur ve kendini Ölüm Tanrısı Aziz Mortain'e hizmet veren bir manastırda bulur.
Burada Aziz Mortain'in işaretini -doğum lekesi aslında- taşıyan diğer kızlar gibi sıkı bir eğitimden geçer. Silah kullanmada, baştan çıkarma ve zehir sanatında mükemmel bir şekilde ustalaşır. Artık Ölüm'e hizmet etmeye hazırdır.

İlk görevini başarıyla tamamlayan Ismae'nin ikinci görevi çok daha zor çok daha tehlikelidir. Aziz Mortain'nin hizmetkarlarının hepsi, insanların üzerinde Ölüm'e ait bir işaret görür ve bu işareti gördükleri an o kişiyi öldürmeleri gerektiğini anlarlar. Ismae'nin yeni göreviyse Breton sarayına düşesin kardeşi Duval'ın metresi olarak girerek ölümün işaretini üzerinde taşıyan, düşese ihanet eden hainleri bulup, öldürmektir.
 
Evett konumuz bu şekilde gelelim yorumuma. Kitap en başta da dediğim gibi tarihi bir fantastik. 1485 yılında maceraya başlıyoruz. Tarihi fanstastik benim çok sevdiğim bir türdür ve eğer sizde seviyorsanız bu kitabı okumadan ölmeyin zaten. -burada 'OKUYUN!' diye fangirl çığlıkları attığımı varsayın lütfen- 



Ismae'nin gelişimini kitabın başından bu yana çok net bir şekilde görebiliyoruz. Manastıra gitmeden önceki hali ve sonraki hali arasında cidden süper bir fark var. Kesinlikle harika bir bayan karakter. Dövüşçü, akıllı ve aşkını da saçma sapan yaşamayan gayet mantıklı biri. Bazı yönlerden gözü biraz kör ama bu yetiştirilme tarzından dolayı aslında gayet normal bir şey. Seviyorum böyle eli arbalet tutan cesur kızların hikayelerini <3

Kitabın içinde konuda değinmediğim bir aşta var. Ismae Duval'ın metresi olarak saraya girmişti ve Duval'da bunu biliyor. Düşesin kardeşi ve ona sonsuz bir sadaketle bağlı. Onu ve ülkesini korumak için gözünü kırpmadan ölmeye hazır cesur ve zeki bir adam. İkisinin arasında olan şey yavaşça başlıyor ve çığ gibi gittikçe büyüyor. Hem birbirlerinin ortakları hem de aşıkları oluyorlar. Ben bu ikiliyi cidden çok sevdim <3 <3 Aralarındaki ilişki hem gerçekçi hem de bir o kadar mest edici. Bir kere ikisi de birbirlerini ne kadar sevsede çok büyük sorumlulukları var ve bunun farkında iki birey olarak iki çizgi arasında oldukça dikkatli yürümeleri gerekiyor. Bu iki karakteri ayrı, aralarındaki ilişkiyi ayrı sevdim <3 <3
 
Kitaptaki fantastik ve entrika yönü de gerçekten çok güzel oturmuş. Düşesin düşmanlarına karşı atması gereken adımlar, dost ve düşman ülkeler, kendi içinde yaşadıkları sıkıntılar derken ortada sürekli bir oyun dönüyor. Bu kesinlike sıkıcı bir şekilde işlenmemiş aksine kitabı akıcı hale getiren en önemli yönlerden biri.
 
 

Duval ve Ismae'nin dışında Canavar diye bir karakter de var cidden ona da bayılacaksınız. Bol bol küfür edeceğiniz karakterlerden de kepçe kepçe var.

Serinin ikinci kitabı Karanlık Zafer'in da yorumu yakında gelir. Orada da maceraya Sybella'nın bakışısından devam ediyoruz. Kendisi Ismae'nin manastırdaki sıkı arkadaşlarından ve Duval'ın arkadaşı Canavar'ı da Sybella ile bol bol ikinci kitapta göreceğiz.

Fantastik severlere, tarihi roman severlere kesinlikle öneririm. Yazım dili, karakterleri, kurgusu her yönden bence harika bir kitaptı. Bir solukta okuyacağınız bir kitap. Hatta bana göre DEX'in çıkardığı en iyi serilerden biri ve şiddetle hepinize okumanızı tavsiye ederim.



 
 
 
 

5 yorum:

  1. Bende bayılmıştım bu kitaba ya ama ikinci kitabın Sybella'nın azından anlatıldığını duyunca üzülmüştüm. Genelde ilki kadar güzel olmuyor kitaplar böyle olunca :( Ama yine de ön yargıyla yaklaşmamak gerek tabi :DD

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ölümcül Merhamet'i sevdiysen Karanlık Zaferi'de seveceğini garanti ederim. Sakın ön yargın olmasın. Gerçi Karanlık Zafer'e başlarken benim de vardı, Sybella'yı Ismae kadar sevmeyeceğim gibi bir sürü düşünce vardı aklımda. Ama cidden karakter olarak da, yaşanan olaylar açısından da aynı derecede mükemmeldi <3

      Sil
  2. Fangirl çığlığına "EN KISA ZAMANDA OKUYAYIM"diye karşılık veresim geldi:)
    Bu arada yanda "Çoğu zaman oturarak her işi yapmaya çalışan bir karateciyim."cümlesini görünce dedim "Aman Yarabbi aynı ben!"
    Takipteyim bana da beklerim:)
    http://benimivirzivirlar.blogspot.com.tr

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahaha :D Çığlıklarıma kulak veren insanların olması kadar güzel bir şey yok :D Ve cidden benimle aynı kafada insanların olmasına acayip seviniyorum. Kim demiş karateciler sürekli hareket halinde olmalı diye?? Oturarak iş yapmak en iyisi!! :D Blogunu da inceleyeceğimden emin olabilirsin :D

      Sil
  3. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil